C Programlama Mükemmel Sayıları Bulmak (Perfect Numbers)

Kendisi hariç bütün pozitif bölenlerinin toplamı kendisine eşit olan sayılara mükemmel sayı denir. Mükemmel sayı terimini ilk olarak Pisagor ortaya atmıştır. Pisagor'a göre sayılarda mükemmellik, bir sayının bölenleriyle ilgiliydi. 

6 bir mükemmel sayıdır. Çünkü 6'nın pozitif bölenleri 1,2,3 ve 6'dır. 1+2+3=6 Bunun gibi 28 de mükemmel sayıdır. 28 = 1 + 2 + 4 + 7 + 14 Sayılar büyüdükçe mükemmel sayıları bulmak daha da zorlaşır. Günümüz bilgisayarlarının işlem gücüyle 34 milyondan fazla basamağı olan mükemmel sayılar keşfedildi. 

* 6,
* 28,
* 496,
* 8128,
* 33550336,
* 8589869056,
* 137438691328,
* 2305843008139952128
*................................................

C programlama dili ile iki sayı arasındaki mükemmel sayıları bulalım:
#include <stdio.h>
#include <stdlib.h>

int main()
{
    int x, y, bir, iki, z;
    printf("--------------------------------------- \n");
    printf("Birinci sayiyi giriniz: ");
    scanf("%d", &bir);
    printf("ikinci sayiyi giriniz: ");
    scanf("%d", &iki);

    printf("iki sayi araligindaki mukemmel sayilar: \n");
    printf("--------------------------------------- \n");
    printf("%d ve %d: arasinda \n", bir, iki);
    printf("--------------------------------------- \n");

    for(x=bir; x<=iki; x++)
    {
        z = 0;

        for(y=1; y<x; y++)
        {
            if(x % y == 0)
            {
                z += y;
            }
        }

        if(z == x)
        {
            printf("%d, ", x);
        }
    }
    return 0;
}

C Programlama Örnek Kelimeleri Alfabetik olarak Sıralama

#include<stdio.h>
#include<string.h>
#include<stdlib.h>

int main()
{
    int ametin;
    printf("Lutfen Kelime Sayisini Belirtiniz:\n");
    scanf("%d", &ametin);
    char Kelimeler[ametin][100], t[100];
    int x, y;
    printf("\nLutfen Kelimeleri Giriniz:\n");
    for (x = 0; x < ametin; x++)
        scanf("%s", Kelimeler[x]);

    printf("\nMetindeki Kelimeler:");
    for (x=0; x<ametin; x++)
    {
        printf ("\n%s", Kelimeler[x]);
    }
    for (x = 1; x < ametin; x++)
    {
        for (y = 1; y < ametin; y++)
        {
            if (strcmp(Kelimeler[y - 1], Kelimeler[y]) > 0)
            {
                strcpy(t, Kelimeler[y - 1]);
                strcpy(Kelimeler[y - 1], Kelimeler[y]);
                strcpy(Kelimeler[y], t);
            }
        }
    }
    printf("\n---------------------------------------------------\n");
    printf("\nMetindeki Kelimeleriniz Alfabetik Olarak Siralandi: ");
    for (x = 0; x < ametin; x++)
        printf("\n%s", Kelimeler[x]);
    return 0;
}


Programlamanın Taousu - 8. Kitap - Yazılım ve Donanım


Şoyle dedi usta programcı: "Ruzgar olmadan çimler hareket edemez. Yazılım olmadan donanım işe yaramaz."

betala på licensfritt casino,betala på licensfritt casino. vdcasino sorunsuz giriş https://yesilmavikafe.com/.


8.1
Bir çırak, ustaya sordu: "Goruyorum ki bir bilgisayar firması var ki diğerlerinin hepsinden daha buyuk. Rekabet ortamında cucelerin arasındaki dev gibi. Tek bir bolumu bile başlı başına bir şirket adeta. Bu neden boyle?"

Usta cevapladı: "Neden boyle aptalca sorular soruyorsun? Şirket buyuk çunku buyuk. Sadece donanım yapsaydı hiç kimse satın almazdı. Sadece yazılım yapsaydı kimse kullanmazdı. Sadece sistem bakım hizmeti verseydi insanlar ona hizmetçi muamelesi yapardı. Fakat o bunların hepsini birleştiriyor bu yuzden de insanlar onu tanrılardan biri olarak goruyor. Çırpınmadan, zahmetsizce fethediyor."

8.2
Usta bir programcı bir gun yolda bir acemi bir programcı ile karşılaştı. Usta, aceminin elindeki portatif bilgisayar oyununu fark etti. "Afedersin, bir bakabilir miyim acaba?" diye sordu.
Acemi, elindeki bilgisayarı ustaya verdi. Usta alete bakıp konuştu: "Gorduğum kadarı ile oyunun uç seviyesi var; kolay, orta ve zor. Ancak bu tip bir aletin bir oyun seviyesi daha vardır. Öyle bir seviye ki ne bilgisayar insanı yenmeye çalışır ne de insan bilgisayarı."

"Lutfen usta", diye yalvardı acemi, "bu gizemli ayarı nasıl bulabilir bir insan?"
Usta aleti yere attı ve uzerinde zıplayıp parçaladı. Ve acemi o anda aydınlandı.

8.3
Bir zamanlar mikroişlemciler uzerinde çalışan bir programcı vardı. "Bak burada ne kadar iyiyim" dedi kendisini ziyarete gelen bir programcıya. "Kendi işletim sistemim ve depolama cihazım var. Kaynaklarımı hiç kimse ile paylaşmak zorunda değilim. Yazılım kendi kendine yeterli ve kullanması kolay. Neden işinden ayrılıp bana katılmıyorsun?"

Mainframe programcısı arkadaşına kendi sistemini tarif etmeye başladı: "Mainframe bilgi işlem merkezinde, meditasyon yapan kadim bir bilge gibi oturur. Yuzlerce disk surucusu buyuk bir okyanus gibidir. Yazılım tıpkı bir elmas gibi çokyuzludur ve bir orman gibi derindir. Sistemdeki programlar ırmaklar gibi akar. Ben bulunduğum yerde mutluyum."

Bunu duyan mikroişlemci programcısı sustu ve derin duşuncelere daldı. İki programcı omur boyu dost kaldılar.

8.4
Donanım ve Yazılım Chang-tse yolunda karşılaştılar. Yazılım dedi ki: "Sen Yin'sin ve ben de Yang'ım. Eğer birlikte seyahat ederse meşhur olur ve çok para kazanırız." Ve birlikte yola koyuldular dunyayı fethetmek uzere.

Yolda Firmware ile karşılaştılar, elinde bir değnek ve uzerinde hırpani giysiler vardı. Firmware onlara dedi ki: "Tao Yin ve Yang'ın otesindedir. Bir su birikintisi kadar sessiz ve hareketsizdir. Meşhur olma arzusu gutmez ve bu yuzden de kimse onun varlığından haberdar değildir. Servet duşkunu değildir çunku kendi kendine yetebilir. Zamanın ve mekanın otesinde yaşar."
Yazılım ve Donanım, utanmış bir halde eve donduler.

9. Kitap - Bitiş
Şoyle soyledi usta programcı:
"Gitme zamanın geldi."

Programlamanın Taousu - 7. Kitap - Şirket Bilgeliği

Şoyle dedi usta programcı: "Bir şirket yoneticisi için program demosu sunabilirsiniz ama onu bilgisayardan anlayan biri haline getiremezsiniz."

7.1
Acemi programcı ustaya sordu: "Doğuda insanların 'Şirket Karargahı' dedikleri bir ağaç yapısı var. Bir suru mudur yardımcısı ve muhasebeci ile dolu. Ortalıkta 'Şuraya git!', 'Buraya git!', 'şunu yap, bunu yap' yazan bir suru not var ama kimse bunların tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyor. Her yıl bu ağaca yeni isimler ekleniyor ama hiçbir işe yaramıyor. Bu kadar garip bir ucube varlığını nasıl oluyor da surdurebiliyor?"

Usta cevapladı: "Bu koca yapıyı algılıyor ve onun mantıklı bir amacı olmamasından oturu rahatsız oluyorsun. Onun devasa donuşlerinden zevk almayı oğrenemez misin? Onun koruyucu dalları altında sakince program yazmanın guzelliğinin farkına varamaz mısın? Onun kullanışsızlığı seni neden bu kadar rahatsız ediyor?"

7.2
Doğuda tum balıklardan daha buyuk olan bir kopekbalığı yaşar. Kanatları bulutları kaplayan bir kuşa donuşur. Bu kuş hareket eder etmez Şirket Karagahından bir mesaj getirir. Bu mesaj programcıların ortasına duşer, tıpkı dalış yapan bir martı gibi. Ve sonra kuş ruzgarı arkasına alır, mavi gokyuzune doğru yukselip evine doner.

Acemi programcı şaşkınlık içinde kuşa bakakalır çunku onun ne olduğunu anlamaz. Ortalama programcı kuştan çekinir çunku getirdiği mesajdan korkar. Usta programcı bilgisayarının başında çalışmaya devam eder çunku O kuşun ne geldiğini fark eder ne de gittiğini.

7.3
Fildişi Kule'nin Buyucusu son icadını getirip usta programcının onunde koydu. Buyucu koca siyah bir kutuyu ustanın ofisine suruklerken usta sessizce olup bitenleri izliyordu.
"Bu entegre, dağıtık, genel amaçlı bir iş istasyonudur!" diye başladı buyucu ve devam etti, "ozel bir işletim sistemi ile ergonomik olarak tasarlanmış, içinde altıncı kuşak dilleri ve teknoloji harikası kullanıcı arabirimleri barındıran bir bilgisayardır. Asistanlarımın yuzlerce adam yılına mal oldu bunu tasarlamak. Nasıl sence de buyuleyici değil mi?"
Usta hafifçe kaşlarını kaldırdı ve "Gerçekten de buyuleyici," dedi.
"Şirket Karargahı'ndan gelen emirlere gore yeni programlar için artık bu makinayi platform olarak kullanacaksınız, bu konuda anlaştık mı?"
"Elbette," diye cevapladı usta, "Hemen onu bilgi işlem merkezine yollayacağım!" Ve buyucu mutlu bir şekilde kulesine geri dondu.
Gunler sonra bir acemi, ustanın odasına girdi ve "Yeni programımın yazıcı çıktısını bulamıyorum bir turlu, siz gordunuz mu acaba?" diye sordu.
"Evet," diye cevapladı usta, kağıtlar bilgi işlem merkezindeki platformun uzerinde yığılı."

7.4
Usta programcı bir programdan diğerine korkusuzca geçer. Yonetimdeki hiçbir değişiklik ona zarar veremez. Proje iptal edilse bile o kovulmaz. Neden? Çunku o Tao ile doludur!

Programlamanın Taousu - 6. Kitap - Yönetim


Ve şoyle dedi usta programcı:
"Programcılar çok ve yoneticiler az olsun - o zaman herkes çok daha uretken olur."

6.1
Yoneticiler bitmek bilmeyen toplantılar yaparken programcılar oyun yazar. Muhasebeciler son donem karlarından bahsederken programcıların butçesi kesilmek uzeredir. Bilimadamları gokyuzunden bahsederken ortalığı bulutlar kaplar.
Gerçekten de programlanın Tao'su bu değildir.
Yoneticiler kendilerini adadıklarında, oyun programları ihmal edilir. Muhasebeciler uzun donemli plan yaptıklarında uyum ve duzen geri doner. Bilimadamları eldeki problemleri incelemeye başladıklarında problemler çozulur.
Gerçekten de programlamanın Tao'su budur.

6.2
Programcılar neden uretken değildir?
Çunku vakitleri toplantılarda harcanır.
Programcılar neden isyankardır?
Çunku yonetim işlerine çok fazla karışır.
Programcılar neden tek tek istifa ederler?
Çunku kendilerini tuketilmiş hissederler.
Kotu yonetim için çalışmışlardır ve artık işlerine değer vermiyorlardır.

6.3
Bir yonetici kovulmak uzere iken onun için çalışan bir programcı yeni bir program geliştirdi, bu meşhur olup çok sattı ve yonetici yerini korudu.
Yonetici programcıya prim vermeye çalıştı ancak programcı reddetti ve dedi ki "O programı yazdım çunku fikir hoşuma gitmişti, bu yuzden de odul beklemiyorum."
Bunu duyan yonetici, "Bu programcı bir çalışanın gorevlerini mukemmel bir şekilde anlamış durumda, o halde onu yonetici danışman yaparak onurlandıralım!" dedi.
Bunu duyan programcı bir kez daha reddetti ve dedi ki: "Benim varlık amacım programlamak. Terfi edersem herkesin vaktini çalarım. Şimdi bana musaade. Üzerinde çalıştığım bir program var da."

6.4
Bir yonetici programcılarına gidip dedi ki: "İş saatlerinizle ilgili olarak, artık sabah 9'da gelecek ve akşam 5'te çıkacasınız." Bunu duyar duymaz çoğu programcı hemen oracıkta bastı istifayı.
Bunu goren yonetici dedi ki: "Pekala, pekala. O halde iş saatleerinizi kendiniz ayarlayın, proje zamanında yetiştiği surece ozgursunuz." Tatmin olan programcılar oğlen gelip sabahın erken saatlerine dek çalışmaya başladılar.