J.Dewey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor.
J.Dewey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor.

Eğitim ve Psikoloji İlişkisi

FELSEFE Ders Notları 2  
Eğitim Psikolojisi
Eğitim ve Psikoloji İlişkisi

Bireyin Gelişiminde Eğitim Sürecinin Rolü: Bireyler; yaşam boyunca düzenli ve sistemli bir biçimde değişmektedirler. Gelişim olarak nitelendirilen bu değişimler ise büyüme ve olgunlaşma ve öğrenme süreçleri yoluyla gerçekleşmektedir.

Çocuğun öğrenme yaşantıları yoluyla gelişiminde, içinde bulunduğu çevrenin koşulları ve çevrenin çocuğa yönelik davranış ve tutumları belirleyici olmaktadır. Ancak, gelişme sadece çocuğun büyümesi ve olgunlaşması ile gerçekleşmemektedir. Ayrıca öğrenme yaşantıları da çocuğun büyümesi ve olgunlaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Hem de çocuğun bilişsel ve psikososyal yönlerden de gelişimini sağlamaktadır.

Bireyin yeteneklerinin belirlenmesinde kalıtımsal faktörler oldukça belirleyici olmakla birlikte bu potansiyelin nasıl ve ne kadar ortaya çıkacağını belirlemede ailenin, okulun ve toplumun özellikleri etkili olmaktadır. 

Çağdaş eğitim anlayışında, eğitim öğrencilerin gelişimine yönelik oluşturulmakta, konu veya öğretmen merkezli bir anlayış yerine öğrenci merkezli bir anlayış sağlanmaktadır.
Çağdaş eğitim anlayışında, bireyin her yönden bir bütün olarak gelişimini sağlamayı hedefler.

Çağdaş eğitim anlayışında, geleneksel biçimde öğretim ve yönetim hizmetlerine yer verilmekle birlikte, öğrenci kişilik hizmetlerine de yer verilmektedir. Öğrenci kişilik hizmetleri kapsamında okul ortamında öğrencilere sağlık, sosyal yardım, rehberlik, özel yetiştirme ve sosyal, kültürel hizmetler verilebilmektedir.

"Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kısıtlı ve istendik davranış değişikliği meydana getirme süreci" olarak tanımlanan eğitimin, bireyin süreci olarak tanımlanan eğitimin, bireyin her yönden gelişimini sağlayacak davranış değişiklikleri oluşturmaya çalışması gerekir.

İlk çocukluk yıllarından itibaren eğitim kurumları olan okullarda öğrenme yaşantıları yoluyla bireyin gelişimi sağlanmaya çalışılmaktadır. Her bireyin gelişimi kalıtımsal ve çevresel faktörler nedeniyle birbirinden farklıdır. Bu nedenle, eğitim sürecinde bireyler arasında bireysel farklılıklar vardır.

Ortaöğretim yıllarında ise soyut kavramlar ile kendi düşüncelerini ifade etmeye, olaylar arasında sebep sonuç ilişkileri kurmaya, kendi yetenekleri ile bir meslek seçmeye başlar.

Yükseköğretim yıllarında ise bir mesleğe hazırlanırken aynı zamanda çevresiyle yakın ilişkiler geliştirmeyi öğrenirler. Dolayısıyla eğitim sürecinde öğrencilerin yapmış oldukları çok sayıda davranış  değişiklikleri onlardaki gelişmelere  yol açar. Böylece eğitim sürecinde birey her yönden gelişir.

Bazı öğrenciler bu davranışları başarırken, bazıları zorlanır. Bazı öğrenciler hiç istenmemesine rağmen diğer arkadaşlarına karşı küçümseyici, fiziksel şiddet davranışları sergileyebilirler.

Bireylerin sağlıklı bir biçimde gelişmelerini sağlamak için bu davranışlarının anlaşılması ve buna uygun bilimsel çözümlerin sergilenmesi gerekir.

Hem eğitim hem psikoloji alanı bireyin davranışları ile ilgilidir. Eğitim bireylerde istendik davranış değişikliği yapmaya çalışırken, psikoloji davranışı ve altında yatan nedenleri anlamay ve açıklamaya çalışır.

Eğitim Psikolojisi öğrenme-öğretme sürecini inceleyen bir bilimsel çalışma alanıdır.

Tarihsel açıdan eğitim psikolojisi; 20.YY başlarında önce psikolojideki öncü kuramcılar tarafından başlatıldı. W.JAMES, J.DEWEY ve E.L.THORNDIKE gibi öncü kuramcılar eğitim psikolojisi alanını yarattılar ve biçimlendirdiler.

W.JAMES çocuklara eğitim vermede psikolojinin uygulamalarını tartıştı ve eğitimi geliştirmek için sınıfta öğrenme ve öğretmede gözlemin önemini vurguladı.

J.DEWEY çocukların sıralarında sessizce oturmalarıve alışılmış mekanik bir biçimde pasif olarak öğrenmeleri gerektiği düşüncesinin yerine, çocukların aktif öğrenen olarak görüldüğünde daha iyi öğrenilebileceğini belirtmiştir. Eğitimin tüm çocuklar üzerinde odaklanmasını, çocukların sınırlı bir biçimde akademik konularla eğitilmemesi gerektiğini, çocukların nasıl problem çözücüler olunacağını öğrenmeleri gerektiğini ve çocuğun çevreye uyumunun önemini vurgulamıştır.

E.L.THORNDIKE öğrenmenin bilimsel temelini geliştirmiştir. Ölçme ve değerlendirme üzerine yoğunlaşmıştır. Okulların en önemli görevinin çocukların muhakeme etme becerilerini geliştirmek olduğunu ve eğitim psikolojisinin bilimsel temele sahip olması gerektiğini ileri sürmüştür.

SKINNER 1950'lerde eğitim psikolojisinden etkilendi ve öğrencinin pekiştirilmesi üzerine programlanmış öğrenme kavramını geliştirdi.

BLOOM 1950'lerde öğretmenlerin, öğrencilerin kullanmasına ve geliştirmesine yardım ettiği hatırlama, kavrama, analiz, sentezleme ve değerlendirmeyi içeren bilişsel beceriler taksonomisini ileri sürdü.  

Eğitim Psikolojisinin Temel Boyutları: Eğitim sürecinde ve sınıf ortamında gelişim psikolojisinin bilgilerini ve öğrenme psikolojisinin bilgilerini ve öğrenme psikolojisinin ilkelerini kullanma oluşturur. Eğitim psikolojisi ortaya koyduğu bulgular ile öğretmenlerin nitelikli bir biçimde öğrenme öğretme sürecini gerçekleştirmelerine katkıda bulunur. 

Eğitim sürecinde eğitim psikolojisi bilgileri ve anlayışı ile hareket eden öğretmenler olaylara çok yönlü bakabilmeli ve öğrenci davranışlarını çok yönlü değerlendirebilmelidirler.

Eğitim psikolojisi eğitim uygulamasının pek çok yönleri hakkında içgörü sağlayabilir.
Eğitim psikolojisi öğrenmeye ilişkin önemli fikirler sunar.

Öğrenme yaşantıları, çocuğun büyüme ve olgunlaşmasında önemli rol oynar bilişsel ve psikososyal yönlerden gelişimini sağlar.

Eğitim psikolojisinin yanıtlarını aradıgı sorular? Okulda ögrencinin sosyal becerileri nasıl gelişiyor ve ögretmenin sınıf içi davranışları nasıl olmalıdır.