Pythagorasçılık ve Ksenophanes

FELSEFE Ders Notları
İlkçağ Felsefesi
Pythagorasçılık ve Ksenophanes
Pythagorasçılık  ismini kurucusu Pythagoras'tan almış bir Antik Yunan düşüncesidir.
Pythagoras, MÖ 570 - MÖ 495 yılları arasında yaşamış olan İyonyalı filozof, matematikçi ve Pisagorculuk olarak bilinen akımın kurucusudur.
Sokrates öncesi filozoflar içersinde, çok önemli diğer bir isim, Miletos okulunun en güçlü rakiplerinden biri olarak bilinen Pythagoras’dır. Çok önemli bir bilim adamı olmasına karşın, ruhun ölümsüzlüğü ile insan yaşamını düzenleyen kurallar üzerinde yoğunlaşarak, felsefenin doğuşuna büyük katkıda bulunmuştur.

Pythagoras, bir filozof ve bilim adamı olmanın yanında, 48. Olimpiyatlarda yumruk döğüşü dalında madalya alacak kadar güçlü bir bünyeye de sahipti. Bu özelliği ona, akli melekelerindeki güçlülük yanında, (Akl-ı hikmet) fizik alandaki kuvvetini, ( kuvvet) ahenk (güzellik) içerisinde kullanma imkanı vermiştir.
Pythagorasçılık  iyonya geneleğini Atina'ya taşımıştır. Philo-sophia ifadesinin ilk kez Pythagoras tarafından kullanılmıştır. Buna karşın Sophos kelimesi Homeros'ta karşımıza çıkmaktadır fakat bu sözcüğü  ileride felsefe disiplininin ismi haline gelecek olan philo-sophos anlamında kullanan ilk kişi Pythagoras olmuştur.
Pythagorasçılığın Felsefi Görüşleri :
  • Bilgelik ve Felsefe Anlayışı
  • Sayı Öğretisi (cosmopolisi)
  • Evren Bilimi (kozmoloji)
  • Ruh Öğretisi
Bilgelik ve Felsefe Anlayışı : Pythagorasçılar bilgeliği en çok bilgide ve ahlakta yetkinlikte görmüşlerdir.Pythagorasçılık belirli yaşam kurallarına dayalı bir tür inanç tarikatıdır. Bu yaşam kuralları arasında fasulye yada et yememek, demir ile ateşi karıştırmamak gibi kuralları bulunmaktaydı.
Sayı Öğretisi : Pythagorasçılara göre evren biri sınırlı sayı ve diğeri sınırsız maddi yapıdan meydana gelmiştir (Pneuma) Bu görüşe göre: Evrende bir düzen vardır. Evrende uyum karşıtlık üzerine kuruludur. Evreni anlamak için öncelikle sayıları bilmek gerekir. Sayısal uyum evrendeki maddi uyumun bir kopyasıdır. Herşeyin temeli sayı, sayının temelide sınırsız ve sınırlıdır. Sayının temeli hava ve ateştir.Pythagoras'a göre sayı sınırlı ile sınırsızın , "tek ile çok'un birleşmesinden meydana gelir.Yani sayı fiziksel bir nesneye benzer.Ateş ve havadan oluşmuştur.
Her şeyin kökeninde iki madde vardır.
  1. Peros : Sınırlı - sınırlayan "ateş"
  2. Apeiron : Sınırsız -"hava"
Evren Bilimi : Pythagorasçı evren anlayışında Herşey sayıdır, Evren sayısal bir uyuma dayanır
Evren sınırsız bir yapıdan meydana gelmiştir,  Hakikat akılla kavranabilir.
Evren tablosunun merkezinde ateş vardır. Ateşin çevresinde dönen bir karşı dünya vardır. Karşı dünyanın dış çevresinde dünya dönmektedir. Dünya yalnız kendi etrafında dönmemektedir. Dünya küre biçimindedir ve merkezin çevresinde döner. Dünyanın baktığı yüzeyde Ay vardır. Ayın dışında Güneş vardır.Güneşin dışında 5 gezegen onun dışındada sabit duran yıldızlar vardır.
Ruh Öğretisi : Ruh bilgi edinebilen bir mekanizmadır. Pysthagoras'da ise ilk defa ruh için bilen özne getirilmiştir. Ve özne nesne ayrımı yapılır. Bir yanda mikrocosmos yani nesne diğer yanda makrocosmos yani özne karşı karşıya geliyor.Bilgi problemlerinin meydana gelmesinde aşama oluyor. Bilgi nedir ? sorusu makro ve mikro cosmosa dayanır.
Ksenophanes
Ksenophanes MÖ 570-480. Sokrates öncesi düşünürlerden bir tanesi olan Ksenophanes Kolofonlu'dur (şimdiki İzmir-Değirmendere). Geleneklere, dolayısıyla da Yunan sporcularının yüceltilmesine, kehanetlere ve özellikle de halkının insan biçimli çoktanrıcılık anlayışına karşı çıkmıştır.

Elea okulunun kurucusu olarak gösterilen Ksenophanes, varlığın temel ilkesi gibi bir sorunla uğraşmayan bir filozof olmakla birlikte, bu konuda bazı görüşler de ileri sürmüştür. Evrenin oluşumu hakkında şiir tarzında eserler yazmış, etkisi altında kaldığı dine ve panteistik düşünceye bağlı kalarak ana ilkeler olan su, hava, toprak ve ateşi gerçek ilke olan Tanrıya bağlamıştır. Ksenophanes, fenomenlerin çeşitliliğinden yola çıkarak kozmosun tinsel birliğine ulaşmış, bunu da tıpkı panteizmde olduğu gibi Tanrıda içkinleştirmiştir. Ksenophanes’e göre varlıklar toprak ve sudan yaratılmış olup yine ona döneceklerdir. Bütün bu şeylerin hepsi Tanrının tezahürüdür. Tanrı, kendisi değişmeksizin kalmasına rağmen, hem varlığa gelen hem de değişime uğrayan süreçleri yaratan evrensel, sonsuz, güçlü ve saltık bir ilkedir. Böylece Tanrı ve evren aynı olgusallıkta ve yine aynı aşkınlıkta buluşarak bir panteizm oluştururlar. Bunu göz önünde bulundurursak evrenin de Tanrı gibi sonsuz ve saltık olduğunu söyleyebiliriz. Aristoteles, bazen önemli bir filozof olarak addettiği Ksenophanes’i, bazen de madde ve formu anlamadığını ve yalnızca Tanrıyla evreni birleştirdiğini söyleyerek önemli bir filozof olmadığını öne sürmektedir.
Ona göre insan bilgisinin kaynağı ve sınırı onun tecrübeleridir.İnsanın bilmesinin sınırlı ve göreli olmasına karşın Tanrı, Ksenophanes'e göre her şeyi bilen ve görendir. İnsanın sahip olduğu ve olabileceği bilgiler bu bakımdan  herşeyi bilen ve bilebilecek olan Tanrı'nın sahip olduğu bilgilere göre daha dar, göreli ve sınırlıdır.
Ksenophanes'e göre insan bilgisinin değerli olan biçimi  olarak doğrudan tanıma bilgisinin elde edilmesinde kullanılan araçlar duyu organları ve düşünmedir. Duyu organları sınırlı olsalarda yaşantılar esnasında çevremizde olup bitenler hakkında bize veriler sağlayan göz, kulak ve benzerleridir .İnsanın bilmesi deneyimler ve mekanlarla sınırlı olmasına karşın Tanrı'nın bilmes her bakımdan üstündür. Ksenophanes beden gücüne değil şehrin iyi yönetilmesine önem vermiştir.Dünya başlangıçta çamurdu sonradan bu hale geldi demektedir. Ona göre dünya düzdür ve üst yarısı hava alt yarısı da topraktır.