Milet Okulu

FELSEFE Ders Notları
İlkçağ Felsefesi
Milet Okulu
Miletos Okulu bir felsefe okuludur. Bu okulun temsilcileri Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes'dir. Milet Okulu ile beraber ortaya çıkan birçok felsefi anlayışın en temel kavramı arkhe'dir.Arkhe, doğada bulunmayan ve duyularla kavranamayan soyut varlıklardır.
  • Anaksimandros Arkhe olarak apeironu (belirsiz olan) kullanmıştır.
  • Parmenides küre şeklindeki Bir'i
  • Pythagoras'ın geometrik nesneleri yada sayıları
  • Demokritos'un duyularla algılanamayan atoma kavramı
  • Havanın arkhe olarak genleşme ve yoğuşmak gibi hareketleri sayesinde oluşu açıklamaya çalışan düşünür Anaksimenes'tir.
Miletos Okulu döneminde mitos temelli düşünce biçiminden logos temelli düşünce biçimine dönüşüm başlamıştır.Bu düşünce doğanın doğa dışı unsurlarla değil doanın kendisinden hareketle açıklanması anlayışının temelidir.

Thales

Miletli Thales MÖ 624 – MÖ 546), Sokrates öncesi dönemde yaşamış olan Anadolulu bir filozoftur. İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü olarak adlandırılır. Eski Yunan'ın Yedi Bilge'sinden ilkidir. Ticaretle uğraşmış ve bu nedenle Mısır'da bulunmuştur. Elimize ulaşmış hiçbir metni yoktur. Yaşadığı döneme ait kaynaklarda da adına rastlanamaz ancak hakkındaki bilgiler Herodot ve Diogenes Laertios gibi antik yazarlardan edinilir. Bertrand Russell'e göre Felsefe Thales'le başlamıştır.
Diogenes Laertios’un söylediğine göre, Yedi Bilgeler Atina’da MÖ 582 civarında kuruldu. Thales Yedi Bilgelerin arasında yer almaktadır.
Thales doğa dışı unsurlar yerine kendisinden hareketle açıklanma anlayışının habercilerindendir.
Felsefe'nin Eski Yunan düşüncesinde Thales ile başladığı Pythagoras ile terminolojiye geçirildiği kabul edilen bir etkinliğin adıdır.
Thales , Anaksimandros ve Anaksimenes varolanların kaynağını araştırmış ilk filozoflar olarak iki yanlı bir düşünme gerçekleştirmişlerdir.
Thales tarihsel olarak Miletos Tiranı Thrasybulos döneminde yaşamıştır. Astronomiyle ilgilinen ve güneş tutulmasını önceden hesaplayabilen iyi bir gök bilimcidir.Denizdeki gemilerin arasındaki mesafeyi ölçmek için matematiksel yöntem geliştiren bir matematikçi ve Platon'un deyişiyle sanatlarda usta biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Thales'in doğa hakkındaki görüşlerini bize aktaran Aristoteles'tir.
Aristoteles'in Thales hakkındaki düşünceleri üç başlıkta toplanabilir.Bunlar : Yeryüzü su üzerinde durur. / Her şey canlıdır ve tanrılarla doludur. / Şeylerin doğası su'dur.Her şey sudan meydana gelmiştir. Her şeyin Tanrılarla (daimonlarla) dolu olduğuna inanmış olabilir. Ona göre dünyada Tanrısal olmayan hiçbir şey yoktur diye belirtilir. Tanrısal gücü, mıknatıs taşındaki çekme kuvveti gibi bir hayat gücü (ruh) olarak yorumlamıştır. (Kimileri ruhun ölümsüz olduğunu söyleyen ilk kişinin o olduğunu düşünürler.)

Thales maddenin ilk öğesi (arkhe) olarak suyu ileri sürmüştür. İlk öğe olduğundan dolayı toprağın suyun üzerinde bulunduğunu ve dünyanın su tarafından taşındığını söylemiştir. (Dünya bir gemi gibi hareket ediyormuş ve suyun hareketliliği nedeniyle sallandığı zaman insanlar deprem oluyor sanıyormuş.)
Aynı zamanda Thales her şeyin temelinin meydana geldiği şey olduğunu düşünmüştür (Thales'e göre madde ile güç doğal bir bütündür ve henüz birbirinden ayrılmamışlardı ve temel maddede tanrısal yaratma gücü bulunuyordu.)
Anaksimandros

Anaksimandros Miletos'da Sokrates öncesi dönemde yaşamış İyonlu bir filozoftur. Thales'in dostu ve öğrencisidir. Aynı zamanda tarihsel kaynaklara göre öğretilerini kaleme almış ilk filozoftur ve eseri Grek dilinde düzyazı olarak kaleme alınmış ilk kitaptır. Ancak yazdıklarından sadece bir cümle günümüze ulaşmıştır. Onun buluşlarıyla ilgili birincil kayıtlar sonraki yazarların bize aktardıklarıdır. (Söz konusu tek cümlede su ve ateş gibi tözlerin ortaya çıkışı, haksızlıkların cezalandırdığı insan toplumundan elde edilen mecazlarla betimlenir. Örneğin ne sıcak nede soğuk süreklidir, ikisi de aralarındaki dengeyi korumak için ödün verirler.)
O hem bir doğa filozofu hem de bir doğa araştırıcısıdır. Her iki alanda da çığır açmıştır. Bilime önderlik yapan ve evrene farklı gözle bakıp inceleyen ilk kişidir. Birçok kişi tarafından astronominin kurucusu sayılır ve ilk kez kozmoloji ya da dünya üzerinde sistematik felsefe görüşü geliştiren filozoftur. Felsefeye ‘arkhe’ terimini de ilk o getirmiştir.
Eski Yunanların  Karadeniz kolonilerinden biri olan Apollonia'nın kurucularındandır, Akdenizi merkez alan bir haritanın yanı sıra, Yunan dünyasının ilk gök haritalarından birini çıkarmıştır.
Astronomi alanında bulunduğu dönem için önem taşıyan dört önemli teorik ve pratik keşfi vardır.
  • Dünyanın ekiptik eğriliğini keşfederek güneşin mevsimlere göre doğma ve batma konumlarını ve değişimini açıklamıştır.
  • Güneş saatinin pratik kullanıma sunulmasını sağlamıştır.
  • Güneşin doğuşu ve batışıyla ilgili Thales tarafından geliştirilmiş ve dünyanın su üzerinde ve tepsi biçiminde olduğu anlayışına alternatif anlayış üretmiştir.
  •  Dünyayı bir sütun olarak belirtmiş ve herhangi bir dayanak olmaksızın desteksiz evrenin merkezinde ve boşlukta hareketsiz olarak durduğunu belirtmiştir.
Anaksimandros Aperion, Sonsuzluk Teorisi
Miletos’lu diğer iki filozof gibi onun da temel sorunu, ilkenin (arkhe) özü sorunudur. Anaksimandros arkhe kavramıyla duygusal verili olanı aşarak hedefi belli olan bir yönde metafizik bir kavrama doğru ilk adımı atmaktadır. Arkhe olarak niçin ‘sonsuz’u (Apeiron) seçtiğini de bilmektedir. Çünkü sırf böyle bir kavram yaşam sürecinin sonsuza kadar devamını güven altına alabilir. Ona göre doğmak birmiş olmaktır,ölmek her şeyin ilkesine dönmektir ve dünyanın tanıdığı ya da tanıyacağı bütün varlıklar sosuz sayıda olmuş ve olacaklardır. Apeiron tüm nesnelerin içinde nesne ile kaynaşmış bir şekilde bulunan ve mekansal olarak sınırsız yani tükenmez bir kaynaktır. Anaksimandros duyularımızla algılanamayacak kadar belirsiz olan Aperion ile algılanan dünyanın dışında bir takım oluşların var olduğunu kabul eder. Anaksimandros'un Apeiron'nu ile Platon'unun idealarına giden yol açılmıştır.
Anaksimandros sonsuz’u nitel yönden homojen ama hala belirsiz bir madde yığını olarak düşünüyordu. Sonsuz kavramıyla sonsuz (sınırsız) maddeyi kastettiği zaman, bununla sırf madde ile gücün henüz birbirinden ayrılmadığını anlatmak istiyordu. Bu Dünyada olup bitenler Anaksimandros'a göre asla sona ermeyen harekete dayanmaktadır. Bu hareket ilkenin özüne ait olduğuna göre,ilke de özü vasıtasıyla olup bitenleri kavranabilir duruma getirecektir. Önemli başka bir adımı da, ilkenin evrensel süreçteki etkisini tek tek tasarlama ve ancak ondan sonra kavranabilir duruma getirme denemsidir.
Anaksimandros'a göre bütün varolanlar Aperion'dan meydan gelmişlerdir.Yine geri Aperion'a döneceklerdir. Aperion yaşlanmayacak olan ve doğmamış olan bir şey tasavvur edilmesiyle  asıl gerçeklik olarak varolanlar ise geçici olmalarıyla "bir süre" varolmuş olanlar olarak yani görünüş olarak düşünülmüşlerdir.
Anaksimandros Evren bilimi Teorisi

Evren'in sırf gözleme ve rasyonel düşünmeye dayalı meydana geliş öyküsünü ilk kez tasarlayan dünyamızın bir 'evren' yani planlı bir şekilde düzenlenmiş bir bütün olduğunu ilk kez o ifade etmiştir. Anaksimandros’un mitolojiyi kullanmadan evreni açıklamaya çalışması onu bu konuda kendinden önce yazan yazarlardan (Hesiodos) ayırır. Tarihe en büyük katkısı evren hakkında ve hayat hakkında yazdıklarıdır. Bu yüzden ‘evren’in babası’ olarak adlandırılır. Aynı zamanda astronomiyi de o icat etmiştir. Bilinen dünyanın bir haritasını çizmiştir. Ussal çıkarımlara önem veren bir düşünür olduğundan simetriye ağırlık vermiştir.
Sıcakla soğuğun önceden beri var olan doğuruşu nesnesi kozmosun meydana gelişinde ayrılmış ve bundan yeryüzü çevresindeki havayı bir ağacın kabuğu gibi saran bir alev kümesi meydana gelmiş, bu küre parçalanıp da bir takım daireler halinde toplandığı zaman güneş, ay ve yıldızlar onun yerini almışlar. Güneş'in çizdiği daire dünyanın 27 misli, ayınki de 19 misli imiş, en yukarıda güneş sonra ay en aşağıda yıldızlar çemberi bulunuyormuş.
Onun kuramındaki yenilik yerin şu ya da bu biçimde göklerde bir yerlerde asılı olduğu ya da bir yerden destek aldığı biçimindeki eski kanıyı reddetmesidir. Ona göre yeryüzü şekil bakımından silindir biçiminde, ve yüksekliği genişliğinin üçte biri kadardır. İki düz yüzeyden biri üzerinde biz yürüyoruz, öteki bunun karşısında bulunuyor ve yer evrenin merkezinde desteksiz bir konumda durmaktadır;çünkü herhangi bir yönde hareket etmesi için bir neden yoktur, bundan dolayı da hareketsizdir.

Meteorolojik Düşünceleri
Bu ilk fizikçiyi öncelikle ilgilendiren konu meteora yani gökyüzündeki nesnelerdi. Meteora'yı ve depremi fizik yönünden ilk o açıklamıştır. Gök haritalarını çıkarırken geometriden ve matematiksel orandan yararlanmıştır. Gnomon’u (gök ölçüsü), ilk o bulmuş ve güneş saatinin yanına dikmiştir. Ayrıca ilk haritayı çizen bir 'sphaere' yani gökküresi planlayıp gerçekleştiren de yine o dur. Ama özellikle yeryüzünün boşlukta durduğunu keşfetmesi ve bunu matematiksel yönden açıklaması o gün için duyulmamış bir varsayımdır.
Anaksimenes
Anaksimenes (MÖ 585, Milet, Karya - MÖ 525), doğa filozofu ve geleneksel olarak Batı dünyasının ilk filozofları kabul edilen Miletos'lu üç düşünürün sonuncusudur.

Düşünceleri İlkçağda çok etkili olmuştur. Onun düşüncelerinin izlerini, kendisinden sonraki pek çok düşünürde görüyoruz. Bu düşüncelerin geniş bir alana yayılmasında, Miletos'un İranlılarca alınması ve tahrip edilmesi sonucu öğrencilerinin her yöne dağılmaları etkili olmuştur. Anaksimenes, aynı Anaksimandros gibi bir fizikçi, bir doğa bilimcisidir. Onun da öncelikle doğa olaylarıyla ilgilendiğini görüyoruz. O da doğa olaylarını, bir doğa bilimcisi gibi açıklamak istemiştir. Bunun için, onun açıklamalarında da dini yorumlara rastlanmaz. Eserini, ölçülü ve yansız bir anlatımla yazmıştır.
Anaksimenes öncelikli olarak arkhe sorununa yönelmiştir. Anaksimenes'e göre arkhe hava idi ve tek tek var olan her şeyi havanın değişikliklerine göre açıklamaktaydı.
Anaksimenes sonraları dört temel öğe olarak benimsenecek olan toprak, su, hava ve ateşi felsefede ilk kullanan ve konu edinen kişidir.Bu konuları Anaksimandros da açıklamış fakat Anaksimenes kadar açıklıkla ortaya koymamıştır.
Anaksimenes yeryüzünün, toprağın, evrenin ilk parçası olduğunu ve bu toprağın  da havanın  sıkışması sonucu meydana geldiğini söylemektedir. Ona hava keseleştiği için  önce  yeryüzünü meydana getirdi ve yeryüzü tepsi şeklindeydi ve havada durmaktaydı.
Milet Okulu Düşünürleri
Milet  Okulu düşünürlerinin en önemli özelliği aklın gücünün sınırsız olmasına inanmalarıdır.
Ana  madde olarak kabul edilen temel unsurlar maddi birer yapı olmanın yanı sıra ilahi, ebedi ve tanrısal özelliklerde sergilemektedirler.
Ana Madde canlı olarak düşünülmüş ve belirli anlamda bir evrimci görüş benimsenmiştir. Milet Okulu düşünürlerine göre evren dönüşümlerle oluşmuştur.
Monist bir anlayışa evrenin  temel unsurunun tek olduğunu savunan felsefi bir görüşe sahip olsalarda Anaksimandros diğerlerin aksine monist anlayışın dışında bir tür çokçulukta geliştirmiş Anaksimenes ise monizmin son temsilcilerinden biri olarak değerlendirilmiştir.
Milet Okulu düşünürlerinin doğa felsefesi  evrenin oluşumunun yanı sıra canlıların doğum ve ölümlerini, metorolojik  olayların araştırılmasını da kapsamaktaydı.